ALPAGUT KÖYÜ
Yjjjşlığı
![]() Baharda şenlenir dağı tepesi Mis kokulu havasını özledim Isırganlar çıkar duvar dibinden Ellerimi dağlayışını özledim Kar altından çıkar yeşil çimenler Kaynaşıp ötüşür,kuşlar böcekler Her taşın dibinde açar çiçekler Çiğdemiyle, kengerini özledim Nereden başlasam nasıl anlatsam Soğuk sularından içerek kansam Çayırlardan türlü otlar toplasam Kuzu göbeğini,yelmiğini özledim Her çeşitten otlar vardır dağında Bülbül öter, dallarında bağında Neler yetişmezki,öz toprağında Mercimekle,nohutunu özledim ![]() ![]() ![]() Son bahara kadar,her taraf çiçek Alpagutsuz bu yaz,nasıl geçecek Bir gün olur,bu hasretlik bitecek Düşde olsa ,hayallerini özledim. ![]() Kurumuş pınarlar sular akmıyor Selam versen kimse dönÜp bakmıyor Keller bile artık şapka takmıyor Birde gel de bizim köyü şimdi gör Sararmış boz kırlar çiçekler solmuş Yıkılmış samanlıklar toprakla dolmuş Bakımsız evleri virane olmuş Birde gel de bizim köyü şimdi gör Cemaat kalmamış cami dolmuyor Hasta olsan kimse hatır sormuyor Bayramların bile tadı olmuyor Birde gel de bizim köyü şimdi gör Yamaçlarda otlar sürü çobansız Sürülür tarlalar artık sabansız Birkaç ağaç kalmış onlarda dalsız Birde gel de bizim köyü şimdi gör İğde ağaçları çiçek açmıyor çayırlarda kelebekler uçmuyor Paslanmış tırpanlar ekin biçmiyor Birde gel de bizim köyü şimdi gör Arılar çiçeksiz kovanlar balsız Aç kalmış itler onlarda yalsız Eşekler sıpasız kıratlar taysız Birde gel de bizim köyü şimdi gör Hasretlik benim bağrını delmiş Yıkılmış odası virane olmuş Gençleri göç etmiş yaşlılar kalmış Birde gel de bizim köyü şimdi gör ILGAZ’A DOĞRU Dağlar benim, taşlar benim, Aşam Ilgaz’dan Ilgaz’a. Yerine sığmıyor kalbim, Taşam Ilgaz’dan Ilgaz’a… Her yol çıkar bizim köye, Türkü söyleye söyleye. Anam, babam, yârim diye, Koşam Ilgaz’dan Ilgaz’a… Havası bir ömre bedel, Dostane açılır her el. Gurbetten sılaya tünel, Eşem Ilgaz’dan Ilgaz’a… . Reçine kokar rüzgârda, Kardelenler biter karda, Yaprak olup sonbaharda, Düşem Ilgaz’dan Ilgaz’a… Halil ancak Ilgaz’la hür, Bir çırpıda geçer ömür. Devrez gibi köpür köpür, Coşam Ilgaz’dan Ilgaz’a… Halil GÖKKAYA Bir vesile yolum düştü köyüme
Çok değişmiş gördüm, gözüm yaşardı. Mali hülyalarım küstü köyüme Ağıta büründü, sözüm yaşardı. Yollarda oturan dedeler yaslı Çeşmeler kurumuş kurnalar paslı Evde internete abanmış aslı Kırlarda aradım, özüm yaşardı. Delikanlı Ahmet, gurbete çıkmış İşsizlik çok kavi yuvayı yıkmış Fatma nine belli canından bıkmış Yüreğimde yanan, közüm yaşardı. Okul bahçesini çalı bürümüş Ağaçlar kurumuş dalı çürümüş Az öğrenci! Başka, köye yürümüş Dönüp bakamadım, yüzüm yaşardı. Oyunlar değişmiş hevesler farklı Dostluk alıp veren nefesler farklı Müzikler nameler; bet, sesler farklı Denedim çalmadı, sazım yaşardı. Aradım eskiyi güzel günleri Hayalini kurdum gezdim dünleri Karma karış olmuş gördüm genleri Karamsarlık sardı, yazım yaşardı… Salih Yıldız…26.09.2010 Suları serindir havası hoştur Kimi yer toprak kimi yer taştır Dokuz ayı yazdır üç ayı kıştır Yazmakla biter mi benim köyümü Suları azdır havası çoktur Sofraları doludur gözleri toktur Nüfusu az kavgası yoktur Yazmakla biter mi benim köyümü İmamları değerli camileri hoştur Minaresi ahşap duvarları taştır İnanın kardeşler bu dünya boştur Yazmakla biter mi benim köyümü KÖYLÜYÜM BEN Köyde doğdum köyde ölem. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Köyde yatar dedem ninem. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Köylü namusunla yaşar. Zorluklardan yılmaz aşar. Cepheye hep önde koşar. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Tarlaya tohum ekerim. Elimde tezek kokarım. Sobada odun yakarım. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Karakaş kara göz tipim.
Ahşaptandır evim yapım. Misafire açık kapım Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Ambarımda unum vardır. Değirmende darım vardır. Peteğimde balım vardır. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Yayladadır koyun kuzum. İnek sağar gelin kızım. Anadolu benim özüm. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Bahçelerim bağlarım var. Sıra sıra dağlarım var. Soğuk akan sularım var. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Köyde yaşar nice beyler. Köyden çıkar koç yiğitler. Hem gazidir hem şehitler. Köylüyüm ben köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Köylü milletin hasıdır. Gönüllerin paşasıdır. Vatan bayrak sevdasıdır. Metini der köylüyüm ben. Asaletli soyluyum ben. Âşık Metini. 03.12.2011. Metin CANSIZ. BAŞKADIR KÖYÜM ISSIZ KALMIŞ KöYÜM SANKİ VİRANE ESKİDEN YÜZ EVMİŞ ŞİMDİ 20 HANE BİR EVDE KALIYOR BİR KOCAKARI NİNE KöYÜMÜN AGACI BAŞKA DALI BİR BAŞKA VEFASIZLAR ÇOKMUŞ BİLMEZDİM MEGER VİRANE KALIR TABİ VERMESSEK DEGER GöMSÜNLER KöYÜME öLÜRSEM EGER KöYÜMÜN ÇİÇEGİ BAŞKA GÜLÜ BİR BAŞKA GURBET İNSANIMIZI ALDI GöTÜRDÜ HASRETLİK öMRÜMÜZÜ YEDİ BİTİRDİ KİMİMİZİ KARA TOPRAĞA YATIRDI KöYÜMÜN TOPRAĞI BAŞKA TAŞI BİR BAŞKA ÇEKİLİRMİ GURBET ELLERİN KAHRI ALDI GETİRDİ BİZİ İSTANBUL ŞEHRİ BURADA SOLURUZ PİS HAVAYI ZEHRİ KöYÜMÜN HAVASI BAŞKA SUYU BİR BAŞKA ILGAZ'DIR DEDİKLERİ
Ilgaz’dır dedikleri Keşkektir yedikleri Çok hoşuma gidiyor Ağzına keşkek dedikleri Ilgaz’dır dedikleri Perişkadır yedikleri Çok hoşuma gidiyor Anaybaykuş dedikleri Ilgaz’dır dedikleri Kelemdir yedikleri Çok hoşuma gidiyor Abarih dedikleri Ilgaz’dır dedikleri Göveçtir yedikleri Çok hoşuma gidiyor Anay manguf dedikleri Ilgaz’dır dedikleri Omaçtır yedikleri Çok hoşuma gidiyor Yılçarmış dedikleri Ilgaz’dır dedikleri Bazlamadır yedikleri Çok hoşuma gidiyor Misafirperverlikleri... Yıldızlar çamlara değer de geçer,
Gün burdan başını eğer de geçer. Sular dizlerini döğer de geçer. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!.. Başında bir tavus tuğ gibi çamlar, Yollara dizilmiş tığ gibi çamlar, Karşıdan bir zümrüt çığ gibi çamlar. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!.. Dalı var; göklere yeşil direktir, Gölü var; dağlara düşmüş yürektir, Yolu var; içinde yitsem gerektir. Bir Ilgaz, er Ilgaz, yar Ilgaz!.. Zeki Ömer Defne ![]() ![]() ![]() ILGAZ
Ilgazımın dağlarına Bayılırsın bağlarına Uzun ince yollarına Sen başkasın ´´CANIM ILGAZ´´ Anadoluda yoktur eşin Yüce dağlardan aşar güneşin Doruktan bakar hacat kardeşin Sen başkasın ´´CANIM ILGAZ´´ Çiceklerin açar renk renk Her yerinde var bir ahenk Yeşil çamların göklere denk Sen başkasın ´´CANIM ILGAZ´´ GÖNÜL AĞLAMANIN VAKTİ DEĞİL Mİ? (Ilgaz Türküsü) Yine hicran düştü can otağına, Gönül ağlamanın vakti değil mi? Nice karlar yağdı dostun bağına, Gönül ağlamanın vakti değil mi? Bir vefa bekledim bin cefa gördüm, Feleği can diye boynuma sardım, Bin gurbet içinden Ilgaz’avardım, Gönül ağlamanın vakti değil mi? Yıllar oldu gece gündüz dolaştım, Nehirleri geçtim, dağları aştım, Ilgaz’a gelince o demde şaştım Gönül ağlamanın vakti değil mi? Kurtulmak isteyip gurbet ağından Viraneye dönmüş dostun bağından, Bir geçit yok mudur Ilgaz Dağı’ndan, Gönül ağlamanın vakti değil mi? Kadir Mevlam, takdir eylemiş yazmış, Buğra’nın kabrini gurbete kazmış, Anladım ki türbedarım Ilgazmış, Gönül ağlamanın vakti değil mi? Ahmet Buğra ILGAZ SOĞUKPINAR TÜRKÜSÜ Akar nazlı nazlı dostun bağında, Suyu ne hoş olur Soğukpınar’ın, Bir kutlu misafir Ilgaz dağında, Suyu ne hoş olur Soğukpınar’ın, Bin bir rayihalar, efsunlu güller, Lahuti saatler, füsunlu günler, Âlemler bir sevgi şarkısı dinler Suyu ne hoş olur Soğukpınar’ın, Gözünden yaşları akmışa benzer, Yeşili ardına takmışa benzer, Bir de yanık türkü yakmışa benzer, Suyu ne hoş olur Soğukpınar’ın, Börtüler, böcekler, ağaçlar, kuşlar, Âşıklar başında yanmaya başlar, Çiçekler semazen, ney gibi taşlar Suyu ne hoş olur Soğukpınar’ın, Hayat ölüm birbirine karışmış, Vadileri geçmiş, dağları aşmış, İlahi bir neşve âleme taşmış, Suyu ne hoş olur Soğukpınar’ın, Ne hazan mevsimi, ne de kara kış, Özü âlem kadar boyu bir karış, Toprağı işlerken hem nakış nakış, Suyu ne hoş olur Soğukpınar’ın, Ahmet Buğra ILGAZ ![]() ILGAZ’IM
Kırkpınar’ın esen rüzgârı, Kadın Çayırı’nın çamları, Doruğun buz gibi suları, Sana ne desem Ilgaz’ım. Ulupınar’ın bitmez suları, Dibek Çayırı’nın sazları, Bozan’ın şifalı suları, Sana ne desem Ilgaz’ım. Kınık’ın dar yolları, Poyracık’ın taşları, Ulu Yol’un iğde ağaçları, Sana ne desem Ilgaz’ım |
toplam 14650 ziyaretçi (25911 klik) buradaydı